Genetic research, conceptual computer artwork.Lisa Renee – The war over consciousness is bubbling to the surface, with more pieces being exposed to the light of day for those who are willing to see. This month we look at the over arching agendas to manipulate the environment, weather, the food supply, human DNA expression and higher…
ASCENSION IS GENETIC REHABILITATION OF ORIGINAL HUMAN DNA — Prepare for Change üzerinden
Here Kryon talks about becoming compassion and radiating kindness as your default way of being. They go on to describe how the opposite is going to have direct consequences in the fields of those who are unkind. There is so much more light in the world and the field’s responses are going to be immediate. I have often asked, “how do they sleep at night?” when someone acts unkindly towards others. Kryon addresses this.
A segunda promessa é esta: vós sois Família.
A promessa é esta, que cada ser humano singular costumava ser um pedaço de Deus.
É uma promessa; não é um fato nem uma afirmação, mas um presente que eu vos dou a vós, informação que vós necessitais saber.
A Família de Deus é maior do que vós pensais.
A Família de Deus inclui o vosso registro akáshico, todos os humanos que vós já fostes, todos os nomes que estão imprimidos lá, toda a energia da alma, que é uma parte e pedaço do Eu Superior, da alma singular que é vós e que tem estado aqui repetidamente.
Isso é Família, combinada com aqueles na sala cujas almas e registros akáshicos estão combinados à essência divina.
É Família.
“Por que isto é uma promessa, Kryon?
Qual é o significado de uma promessa?”
A promessa é de que há propósito de vida aqui…
View original post 77 kelime daha
By Suzanne Lie, 04/26/21017
The Golden Ones through Suzanne Lie
Because you have remembered that you are actually a Multidimensional Being, the higher expressions of your own Multidimensional SELF will be called on to observe and assist the third-dimensional component of your Multidimensional SELF.
We can’t say exactly which lifetime, of the many lives that your Multidimensional SELF IS, WILL, and DID experience, that you will observe. However, most choose to observe the life in which they are currently incarnated because they can best make changes and alterations in their incarnation.
However, each person is different, and each person has free will. Hence, some people want to get right into the trenches and to clear up some “past lives” they already know are ready for transmutation.
On the other hand, other people want to keep the overview and see all of their “expressions of self” at once, as well…
View original post 1.754 kelime daha
St. Germaine diyor ki; “Benim Mor Alev Işığımın fiziksel benliğinizden akmasına izin verirseniz, şu anda almakta olduğunuz şimdiye kadar ki en güçlü enerji, yani 22 Galaksinin çevrelediği Yaratan Zihninden gelen Yeni Enerji Spektrumu daha da güçlenecektir çünkü Mor Alev enerjisi uyumsuz diğer enerjilerin dönüştürülmesine ve arınmanıza yardımcı olacaktır. Bu uyumsuz, olumsuz enerji, eğer enerji alanınızda kalırsa durgunluk yaratır ve kendine benzer enerjileri çeker. Her gün sadece aşağıdaki sözleri söyleyerek Mor Alevimi çağırırsanız, zihin ve kalbinizle de bağlantıya geçerseniz, arınmanız gerçekleşecektir. Sevgilerimle”
Ayağa kalkın ve şu sözleri söyleyin:
“Gerçek benliğimin Yaratan gücüyle, kalbimi ve zihnimi St. Germaine ile bağlantıya geçiriyorum. Şu anda Mor Alev’in ışığını tüm hücrelerimden akması için çağırıyorum. Minnetlerimle.”
Bu ufak kanallık için Judy Satori’ye teşekkürler. Yaşanan büyük kaos ve değişim günlerinde bu birkaç saniyelik çalışmanın çok yardımcı olacağına inanıyorum. Son bir aydır ben de her gün özellikle hiç aksatmadan Mor Alev enerjisiyle çalışıyorum ve fiziksel olarak her hücremin canlandığını…
View original post 176 kelime daha
Ararat
Portasar / Gobekli Tepe is the Craddle of the Civilization
Urartu, also known as Kingdom of Van, was an Iron Age kingdom centred on Lake Van in the Armenian Highlands. It corresponds to the biblical Kingdom of Ararat. The landscape corresponds to the mountainous plateau between Anatolia, Mesopotamia, the Iranian Plateau, and the Caucasus Mountains, later known as the Armenian Highlands.
Urartian, the language used in the cuneiform inscriptions of Urartu, was an ergative-agglutinative language, which belongs to neither the Semitic nor the Indo-European families but to the Hurro-Urartian family.
It is argued on linguistic evidence that proto-Armenian came in contact with Urartian at an early date (3rd-2nd millennium BC), before the formation of the Urartian kingdom. The kingdom rose to power in the mid-ninth century BC, but went in gradual decline and was eventually conquered by the Medes in the early sixth century…
View original post 2.412 kelime daha
Bugün Atlantis, şairler, romantikler, hayalperestler için yitirilmiş bir cennet, keşfedilmemiş bir El Dorado, mükemmel bir ütopya… Yarın bilimin konusu olacak mı?
Keşfedilmemiş El Dorado
Atlantis efsanesi, tarih boyunca meydana gelen değişikliklerden fazla etkilenmedi. Platon, doğumundan 9000 yıl önce var olmuş ve yanardağ patlamasıyla suya gömülmüş Atlantis’i zengin biçimde betimlemişti. O zamandan beri, Atlantis uygarlığı pek çok yazarın, şairin, ressamın ve bilim adamının hayallerini süsledi. Atlantis’in gerçek bir ülke olduğunu öne süren 70’ten fazla kitap var. Bunların arasında, 17. yüzyılda yaşamış İngiliz filozof Francis Bacon’ın Yeni Atlantis adlı kitabını özellikle anmak gerekiyor. Bacon, Atlantis’i Kuzey ve Güney Amerika ile ilişkilendirmişti.
View original post 2.238 kelime daha
Aztek, İnka, Maya, Mısır, Paskalya, Uygur, Tibet, Anadolu uygarlıkları arasındaki benzerlikler ve eserler bu kültürün tek bir kaynaktan çıkıp tüm dünyaya yayılmış olduğunu düşündürmektedir.
Özellikle bir önceki yüzyıla bakacak olursak neredeyse bütün önemli adımların bu süreçte yapıldığını ve gelişimin çok daha hızlı artarak ilerlediğini görüyoruz. O zaman insanoğlunun sadece günümüzün uygarlığını yaratmış olduğunu düşünmek bencillik olmuyor mu? Bu soruların yanıtlarını belki de günümüz uygarlığının temel taşlarının çok daha eskilerde atıldığı varsayımıyla açıklamak mümkün olacaktır. İnsanlığın karanlık ve yok olan bir tarihinde yaşayan uygarlıklar izlerini, gizemli mesajlarının seslerini, okyanusun derinliklerinden bizlere ulaştırmaya çalışıyor olmasın sakın?
Churchward’ın yaptığı araştırmalar bundan 70.000 yıl belki de daha eskiye dayanan ve bugünkü dünyasal konumu itibariyle Pasifik Okyanusu’nu kaplayan bir kıtadan bahsedilir. Bu ana kıtaya Mu adı verilmişti. Mu bir rahip kral tarafından yönetilmekte kendisine “Ra Mu” denilmekteydi. Mu’nun sembolü tek tanrıyı temsil eden Ra yani Güneş’ti. Ra adı Maya, İnka, Mısır ve Eski Hindistan’da kullanılmıştır.
View original post 319 kelime daha
Typography 